SeYYaH FoRuM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Kendini arayanların paylaşım adresi
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 peygamber efendimiz (s.a.v) sevdigi ve sevmedigi isimler hadislerle

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Seyyah
Admin
Seyyah


Mesaj Sayısı : 67
Kayıt tarihi : 05/04/08

peygamber efendimiz (s.a.v) sevdigi ve sevmedigi isimler hadislerle Empty
MesajKonu: peygamber efendimiz (s.a.v) sevdigi ve sevmedigi isimler hadislerle   peygamber efendimiz (s.a.v) sevdigi ve sevmedigi isimler hadislerle Icon_minitimePerş. Nis. 10, 2008 6:57 pm

112 -
Ebu'd-Derdâ (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdu ki: "Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve
babalarınızın isimleriyle çağırılacaksınız öyleyse isimlerinizi güzel
yapın"

Ebu Dâvud, Edeb 69, (4948).

113 - İbnu Ömer
(radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Allah'ın en ziyade sevdiği isimler Abdullah ve
Abdurrahman'dır."

Müslim, Âdâb, 2, (2132); Ebu Dâvud Edeb 69, (4949); Tirmizî, Edeb 64, (2835).

114
- Ebu Vehb el-Cüşemî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Peygamberlerin isimleriyle
isimlenin. Allah'ın çok sevdiği isimler Abdullah, Abdurrâhman'dır. En
sâdık olanları da Hâris ve Hemmâm isimleridir. En çirkinleri de Harb ve
Mürre isimleridir"

Ebu Dâvud, Edeb 69, (4950). Metin Ebu Dâvud'a aittir, Nesâî'de muhtasar olarak kaydedilmiştir (Hayl 3 (6, 218, 219)).

115
- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Allah katında en düşük (ahna') isim
Melikü'l-emlâk (mülklerin mâliki) ismidir. Allah'tan başka Mâlik
yoktur."

Süfyân merhum dedi ki: Şâhân Şâh bunun örneğidir.

Ahmed İbnu Hanbel merhûm dedi ki: "Ebu Amr merhum'a, ahna'ne demek diye sordum, bana "en düşük" diye cevap verdi.

Buhârî, Edeb 114; Müslim, Edeb 20, (2143); Ebu Dâvud, Edeb 70, (4961); Tirmizî Edeb 65, (2839).

116
- Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle buyrulmuştur: "Kıyamet günü,
Allah'ın en ziyade kızacağı en kötü kimse, adı Melikü'l-emlâk
(Şehinşâh) olan kimsedir. Allah'tan başka Mâlik yoktur."

(Adâb 21)

117
- Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm) Ya'la, Bereket, Eflah, Yesâr, Nâfi ve benzeri isimlerin
kullanılmasını yasaklamayı arzu etmişti. Sonra onun bu mevzuda sükut
ettiğini gördüm. Sonra da yasaklamadan vefat etti."

Bu hadisi Müslim, Âdab 13, (2138); ve Ebu Dâvud, Edeb, 70, (4960) rivayet ettiler. Hadisin metni Müslim'e aittir.

Ebu
Dâvud'un rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "...Zira kişi "Bereket burada
mı?" diye sorar da "hayır yok!" diye cevap verirler."

118 - Hz.
Ömer (radıyallahu anh)'in azadlı kölesi Eslem anlatıyor: "Hz. Ömer
(radıyallahu anh), bir oğlunu Ebu İsa künyesini kullandığı için dövdü.
Öte yandan Muğîre İbnu Şu'be (radıyallahu anh), Ebu İsa künyesini
kullanıyordu. Hz. Ömer (radıyallahu anh) ona "Ebu Abdillah künyesini
kullanman sana yetmez mi?" dedi. Muğîre: "Bana Ebu İsa künyesini takan
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'dir" cevabını verince, Hz. Ömer:
"Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in geçmiş gelecek bütün
günahları affedilmiştir. Biz ise bundan böyle sıkıntıdayız" dedi.
Ölünceye kadar Muğire'yi "Ebu Abdillah" diye künyeledi.

Ebu Dâvud, Edeb 72, (4963).

119
- Yahya İbnu Sa'îd (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm) bol sütlü bir deve hakkında: "Bunu kim
sağacak?" diye sordu. Bir adam ayağa kalkmıştı ki Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm) "İsmin ne?" dedi. Adam: "Mürre (acı)!"
deyince, ona: "Otur!" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)
tekrar "Bunu kim sağıverecek?" diye sordu. Bir başkası ayağa kalktı,
ben sağacağım diyecekti. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) ona da:
"ismin nedir?" diye sordu. Adam: "Harb!" diye cevap verdi. Ona da
"Otur" dedi.

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Bu deveyi
kim bize sağıverecek?" diye sormaya devam etti. Bir adam daha kalktı.
Ona da ismini sordu. "Ya'îş (yaşıyor!)" cevabını alınca ona: "Sen sağ"
diyerek müsaade etti."

Muvatta, İsti'zan 24 (2, 973).

HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)'İN İSİM KOYDUĞU KİMSELER

120
- Sehl İbnu Sa'd es-Sâidi (radıyallahu anh) buyurdu ki: Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm) Fâtıma (radıyallahu anhâ) annemizin evine
uğramıştı. Hz. Ali (radıyallahu anh)'yi evde bulamayınca: "Amca oğlun
nerede?" diye sordu. Fatıma (radıyallahu anhâ): "Aramızda bir
şekerlenme oldu. Bunun üzerine bana kızdı ve çekip gitti" dedi.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) birine: "Hele bir arayıver nereye
gitmiş" diye emretti. "Mescidde yatıyor!" diye haber verince,
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), 'Kalk ey Ebu Turâb, kalk ey Ebu
Turâb (yani Toprak babası) diye seslendi.

Sehl der ki: Hz. Ali (radıyallahu anh)'nin en çok sevdiği ismi bu isimdi.

Buhârî, Salat 58, Fedaili'l, Ashab 9, Edeb 113, İsti'zân 40; Müslim, Fedailu's-Sahâbe 38, (2409).

121
- Esmâ Bintu Ebî Bekr (radıyallahu anhümâ) anlatıyor. "Mekke'de
Abdullah İbnu Zübeyr (radıyallahu anh)'e hâmile kalmıştım. Doğum
yaklaşmıştı ki, Mekke'yi terkettim ve Medine'ye geldim, Kuba'ya indim.
Abdullah'ı orada dünyaya getirdim. Doğunca, bebeği alıp Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'a götürdüm, kucağına bıraktım. Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) bir hurma istedi, ağzında çiğneyerek ezdikten
sonra, tükrüğünden çocuğun ağzına bıraktı. Abdullah'ın midesine ilk
inen şey Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın mübarek tükrükleri idi.
Sonra (yumuşattığı o) hurma ile çocuğun damağını oğdu, hakkında
bereketle dua etti ve Abdullah ismini verdi. Müslüman aileden ilk doğan
çocuk bu idi. (Medine'de bütün Müslümanlar) onun doğumuna çok
sevindiler. Çünkü "Yahudiler size sihir yaptılar, asla doğum
yapamayacaksınız" diye bir şayia çıkarılmıştı."

Buhârî, Menâkibu'l-Ensâr 45, Akîka 1, Müslim, Âdâb 26, (2146).

122
- Ebu Mûsâ (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir oğlum doğmuştu. Hemen
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a getirdim. İbrahim ismini verip
bir hurma ile tahnikde bulundu. Sonra da "Mübarek olsun" diye dua
buyurdu ve çocuğu bana geri verdi. Bu çocuk, Ebu Musa'nın en büyük
evladı idi."

Buhârî, Akîka 1; Müslim, Adab 24, (2145).

123
- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Abdullah İbnu Ebi Talha'yı
doğduğu zaman Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a götürdüm. Bebek bir
bez içerisinde idi. Vardığımızda Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
devesine katran sürüyordu. "Beraberinde hurma da getirdin mi?" diye
sordu. "Evet" dedim ve birkaç tane hurma verdim. Onları ağzında
çiğnedi, sonra çocuğun ağzını açtı. Ağzına tükrüğü püskürttü. Bebek,
yalamaya başladı. Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
"Ensar'ın hurma sevgisine bakın (doğar doğmaz başlıyor)" diye latife
etti ve çocuğu Abdullah diye isimledi."

Buhârî, Cenâiz 42, Akîka 1; Müslim, Âdab 22, (2144); Ebu Dâvud, Edeb 69, (4951) Hadisin metni; Müslim'deki metindir.

124
- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ): "Ey Allah'ın Rasûlü, dedim,
arkadaşlarımdan her birisinin bir künyesi var, (benim yok)". Dedi ki:
"Oğlum Abdullah İbnu Zübeyr ile künyelen." Aişe, "Ümmü Abdillah
(Abdullah'ın annesi)" diye künye almıştı"

Ebu Dâvud, Edeb 78, (4970).

Rezîn merhum: "Teyze anne gibidir" ilavesini kaydetmiştir.

HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)'İN DEĞİŞTİRDİĞİ İSİMLER

125 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ): "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) çirkin isimleri değiştirirdi" buyurmuştur.

Tirmizî, Edeb 66, (2841).

126
- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Zeyneb Bintu Ebî Seleme'nin
ismi Berre idi. "Nefsini tezkiye ediyor" denildi. Bunun üzerine Hz.
Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) onu Zeyneb diye isimlendirdi.

Buhârî Edeb 108; Müslim, Edeb 17, (2141).

127
- İbnu Abbâs (radıyallahu anh) anlatıyor: "Cüveyriye Bintu'l-Hâris'in
ismi Berre idi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) onun ismini
Cüveyriye diye değiştirdi. Zira, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
"Berre'nin yanından çıktı" denmesini sevmiyordu.

Müslim, Edeb 16, (2140).

128
- Şureyh İbnu Hâni, (radıyallahu anh) babasından naklediyor: "Hz.
Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), kavmimin beni Ebu'l-Hakem diye
künyelediklerini işitmişti. Beni çağırtarak: "Hakem olan Allah'tır,
hüküm de O'nadır, öyle ise, sen nasıl Ebu'l-Hakem künyesini taşırsın?"
dedi. Ben açıkladım: "Kavmim bir meselede anlaşmazlığa düşünce bana
gelirler, ben hükme bağlarım. Her iki taraf da verdiğim hükme râzı
olurlar." Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Bu ne güzel şey?"
buyurdu ve "Çocuklarından neler var?" diye sordu. Ben: "Şüreyh, Müslim,
Abdullah var" dedim. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "En büyüğü
hangisi?" dedi. "Şüreyh" dedim. "Öyleyse, buyurdu, sen Ebu Şüreyh'sin"

Ebu Dâvud, Edeb 70, (4955); Nesâî, Kadâ 7, (8, 226-227).

129
- Beşîr İbnu Meymun, amcası Üsâme İbnu Ahdarî'den rivayet ediyor:
Ahdarî diyor ki: "İsmi Asram olan bir adam vardı. Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) ona: "İsmin nedir?" diye sordu. Adam Asram
diye cevap verdi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Hayır sen
Zür'a'sın" buyurdu.

Ebu Dâvud, Edeb 70, (4954).

130 -
Said İbnu'l-Müseyyeb babası vasıtasıyla dedesinden naklediyor: "Dedem,
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a uğramıştı. İsmin ne? diye sordu.
"Hazn (sert yer)" diye cevap verdi. Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm): "Hayır sen Sehl'sin" dedi. Müseyyeb: "Olamaz, babanın
verdiği bir ismi değiştiremem" dedi. İbnu'l-Müseyyeb ilâve ediyor: "O
günden sonra aramızda kabalık devam etti gitti."

Buhârî, Edeb 107-108; Ebu Dâvud, Edeb 70, (4956).

Ebu Dâvud'un rivayetinde şöyle demiştir: "... Hayır sehl ezilir ve hakîr tutulur."

Ebu
Dâvud merhum der ki: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Âsi, Aziz,
Atele (şiddet, sertlik), Şeytan, Hakem, Gurâb (karga) Habbâb, Şihab
isimlerini değiştirdi. Şihâb'ı Hişam, Harb'i Silm (sulh), Muzdaci'ı
(yatan) Münbais (kalkan) yaptı. Afire (çorak) adını taşıyan bir araziyi
de Hadire (yeşillik) diye, Şi'bu'd Dalâlet'i (sapıklık geçidi)
Şi'bu'l-Hüdâ diye isimledi. Benu'z-Zinye'yi Benu'r-Rüşd olarak
değiştirdi."

131 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) diyor ki: Hz.
Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) Âsiye (isyankâr, itaatsiz kadın)
ismini değiştirip Cemîle (güzel kadın) yaptı.

Müslim, Edeb 14, (2139); Tirmizî, Edeb 66, (2840); Ebu Dâvud, Edeb 70, (4952).

132
- Mesruk anlatıyor: "Hz. Ömer'le karşılaştım. Bana "Sen kimsin?" diye
sordu. "Mesruk İbnu'l-Ecda" dedim. Dedi ki: "Ben Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'ın ecda şeytandır" dediğini işittim."

Ebu Dâvud, Edeb 70, (4957).

133
- Sehl İbnu Sa'd (radıyallahu anh) anlatıyor: "el-Münzir İbnu Ebî Üseyd
doğduğu zaman Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a getirilmişti.
Çocuğu kucağına aldı ve: "İsmi nedir?" diye sordu. "İsmi falandır" diye
ne konmuşsa söylendi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Hayır!
bunun ismi Münzir olacak" dedi ve o gün çocuğa Münzir ismini koydu.

Buhârî, Edeb 108; Müslim, Edeb 29, (2149).

HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)'İN İSİM VE KÜNYESİNİ ALMA HAKKINDA GELEN RİVÂYETLER

134
- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir gün Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) Bakî'de idi. Kulağına bir ses geldi: "Ey
Ebu'l-Kâsım!" diyordu. Başını sese doğru çevirdi. Seslenen adam: "Ey
Allah'ın Resûlü seni kastedmedim, ben falancayı çağırdım" dedi. Bunun
üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): "İsmimi isim olarak
koyun, fakat künyemi kendinize künye yapmayın!" buyurdu.

Buhârî, Menâkıb 20, Edeb 106; Müslim, Âdab 1 (2131); Tirmizî, Edeb 68, (2844).

135
- Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bizden birinin bir oğlu oldu.
İsmini Kasım koydu. Kendisine: "Sana Ebu'l-Kasım künyesini vermeyiz. Bu
künye ile seni şereflendirip memnun etmeyiz" dedi. Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm)'e gelerek durumu arzetti. Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) bunun üzerine: "Oğlunun adı Abdurrahmândır"
dedi.

Buhârî, Edeb 105, 106, 109, Menâkıb 20; Müslim, Adâb 2, (2133); Ebu Dâvud, Edeb 74, (4965); Tirmizî, Edeb 68, (2845).

Bir
rivayette şu ziyade var: "İsmimi isim olarak koyun, fakat künyemi künye
yapmayın. Zira ben Kasım (taksim edici) kılındım. Aranızda taksim
ederim."

Ebu Dâvud'un bir rivayetinde şöyle buyrulmuştur: "Kim
benim ismimi almışsa, künyem ile künyelenmesin. Kim de künyem ile
künyelenmişse, ismimle isimlenmesin."

136 - Hz. Aişe
(radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Bir kadın gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü,
ben bir oğlan dünyaya getirdim. Muhammed diye isim, Ebu'l-Kasım diye de
künye verdim. Bana, sizin bu durumdan hoşlanmadığınız söylendi, doğru
mu?" diye sordu. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "İsmimi helâl,
künyemi haram kılan şey de ne?" veya "Künyemi haram kılıp ismimi helâl
kılan şey de ne?" diyerek reddetti.

Ebu Dâvud Edeb 76, (4968).

137
- Muhammed İbnu'l-Hanife, babasından (Allah her ikisinden de razı
olsun) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e sordum: "Ey
Allah'ın Resûlü, sizden sonra bir oğlum olduğu takdirde, sizin
isminizle isimlendirebilir, künyenizle de künyelendirebilir miyim, ne
dersiniz?" Bana "Evet" buyurdular.

Ebu Dâvud, Edeb, 76, (4967); Tirmizî, Edeb 68, (2846).

Yuharıdaki metin Ebu Dâvud'undur. Tirmizî, hadise, "sahîh" demiştir, ayrıca: "Burada bizim için ruhsat var" diye kaydetmiştir.

İSİM VE KÜNYE ÜZERİNE MÜTEFERRİK HADİSLER

138
- İbnu Ömer (radıyallahu anhumâ) anlatıyor: "Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm) çocuğa, doğumunun yedinci gününde isim
konmasını, yıkanarak pisliklerin temizlenmesini ve akika kurbanı
kesilmesini emir buyurdu."

Ebu Davud, Edâhî, 21, (2837);
Tirmizî, Edâhî 23, (1522), Edeb 63,(2834), (Tirmizî'de hadis İbnu
Ömer'den değil, Amr İbnu Şu'ayb an ebîhi an ceddihi tarîkindendir.
Burada bir sehiv söz konusu -Nesâî, Akîka 5, (7, 166); İbnu Mâce,
Zebâih 1, (3165)-dur.).

139 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ)
anlatıyor: "Yeni doğan çocuklar Hz. Peyg er (aleyhissalâtu vesselâm)'e
getirilirdi. O da bunlara mübarek olmaları için dua eder, tahnîkde
bulunurdu."

Müslim, Edeb, 27 (2147); Ebu Dâvud, Edeb 116, (5106).

140
- Ebu Râfi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Fatıma (radıyallahu anhâ)
oğlu Hasan (radıyallahu anh)'ı doğurduğu zaman, Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'ı kulağına ezan okurken gördüm."

Ebu Dâvud, Edeb 116, (5105); Tirmizî, Edâhî 17, (1514).

Tirmizî
hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Rezîn şu ziyadeyi kaydeder:
"Kulağına İhlas sûresini okudu, hurma ile tahnik etti ve ismini koydu."

141
- Yahya İbnu Saîd anlatıyor: "Hz. Ömer bir adama: "İsmin nedir?" diye
sordu. Adam "Cemre (kor)" dedi. "Kimin oğlusun?" diye tekrar sordu.
Adam: "İbnu Şihâb (alev) deyince "Kimlerden?" dedi. Adam:
"Hurakalardan." "Eviniz nerede? diye sordu. "Harretu'n-Nâr'da" cevabını
alınca, "hangisinde?" dedi. "Zâtı Lezâ'da" cevabını alınca; Hz. Ömer
(radıyallahu anh) "Âilene yetiş, yanıyorlar!" dedi. Gerçekten durum
aynen Hz. Ömer'in dediği gibiydi"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://seyyah.yetkinforum.com
 
peygamber efendimiz (s.a.v) sevdigi ve sevmedigi isimler hadislerle
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SeYYaH FoRuM :: Dini Konular-
Buraya geçin: